Migren, genellikle başın tamamında, bazen de spesifik olarak bir yarısında görülebilen ve beyindeki kan damarlarının genişlemesi (vazodilatasyonu) ve inflamasyonu sonucu zonklayıcı tarzda ağrıya sebep olan kronik bir hastalıktır.
Kişinin yaşına, cinsiyetine ve yaşadığı yere göre değişmektedir. Cinsiyete göre oranlar kadınlarda yaklaşık %22, erkeklerde %12 olarak tespit edilmiştir. 20-40 yaş aralığı kadınlarda görülme sıklığı en fazladır.
Mizaç dediğimiz doğuştan gelen yapının bedensel yönüne göre ise migren; artan karaciğer metabolizması ile ilgilidir. Artmış bu karaciğer metabolizması ağız kuruluğu, kaşıntı, huzursuzluk, kadında mens problemleri, uykuya geçememe veya gece yarısı sık uyanma, sıcak basması ve migren gibi semptomlara yol açar.
Akupunktur ile karaciğerdeki bu ısının normal seviyeye gelmesi hedeflenir. Migren tedavisi için kişinin aynı zamanda beslenme düzenini de değiştirmesi gerekebilir. Örneğin kırmızı et, baharat ve tereyağ yoğunluklu besin tüketen kişide migren ataklarının artması kaçınılmaz olabilir.
Migrenli kişilerin genelde mükemmeliyetçi, hassas, kuralcı, gergin, başarıyı yoğun odaklı oldukları saptanması mizaç dediğimiz belli huy yapısına sahip kişilerde bu semptoma bir eğilim olduğunu gösterir.
İçindekiler
Migrenin Sınıflandırılması
Prodrom (Öncü) Evre
Ağrıdan önce günler içinde yavaşça gelişir. Genellikle depresif ruh hali, artmış duyarlılık hali ve tepkisellik, durgunluk, donukluk, konsantrasyon ve dikkat azalması, düşüncede yavaşlama görülür. Bu migren atağı genellikle beynin birçok bölümünü etkilediği “nörovasküler” kökenli dönemidir.
Aura Evresi
Migren ağrısının meydana gelmesinden önce ağrı esnasında gözlemlenen bir nörolojik bozukluktur. Belirtileri çoğunlukla 5-20 dakika içinde gelişmekte olan görsel bozukluklar, tek taraflı uyuşma veya karıncalanmalar, kelime bulma güçlüğü, yanıp sönen ışık parlamaları, görme bulanıklığı, afaziyi andıran konuşma bozukluklarıdır.
Baş Ağrısı Evresi
Ağrı zonklayıcı nitelikte olup şakak ve göze yayılım gösterir, çoğu kez enseye hatta omuza kadar yayılabilir. Belirtileri bulanık görme, burun tıkanıklığı, iştahsızlık, karın ağrıları, sık idrara çıkma (poliüri), sıcak basması veya üşüme hissi, bulantı, ani hareketler, zihinsel uğraşlar, ışık ve gürültü gibi uyaranlar ağrıyı artırıcı özellik taşır. Migrenli hastalar ağrı döneminde loş ve sessiz bir odada uzanmayı tercih ederler.
Postdrom İyileşme Evresi
İyileşme evresinde ağrı giderek azalır ve kaybolur. Bu dönemde iştahsızlık giderek yerini acıkma hissine bırakmakta, bazılarında tatlı yeme isteği belirmekte, kişi sık idrara çıkma gereği duymaktadır. Migrenli kişi bu evrede yorgun, tükenmiş, huzursuz, konsantrasyon güçlüğü ve kafa derisinde hassasiyet hissedebilir.
Tetikleyici Faktörler
Hormonal faktörler; Menstruasyon, Ovulasyon, Gebelik, Doğum, Menopoz, Hormon
Diyetle ilişkili faktörler; Baharat, Narenciye, Alkol, Kafeinli içecekler, Peynir, Çikolata, Çerez, Nitratlı yiyecekler, Glutenli tahıllar, şekerli yiyecek ve içecekler, aşırı sigara, çay, kahve tüketimi karaciğer metabolizmasını daha da tetikleyerek migren atak sıklığını ve şiddetini artırır.
Psikolojik faktörler; Sıkıntı, stres gibi psikolojik etmenler, aile problemleri, iş hayatındaki yoğunluk gibi faktörler bazı mizaç tipleri için daha fazla migren tarzı baş ağrılarını tetikleyebilmektedir.
Fiziksel-çevresel faktörler; Parlak ışık, sağlıksız ve yapay kokular, oksijen seviyesinin düştüğü havasız ortam, rüzgar, mevsimsel değişiklikler, ortamdaki nem fazlalığı veya aşırı kuruluk, rakım değişiklikleri, uzun süre açlık veya aşırı yemek yemek
İlaçlar; Bazı hormon takviyeleri, fazladan içilen vitamin veya gıda takviyeleri
Uyku düzeni; Uykuya dalmakta zorlanma, fazla uyuma yada az uyuma, uyku aralarında uyanma, geç yatıp geç kalkmak gibi uyku hijyeninin bozulduğu durumlar
Diğerleri; Saçın sıkı toplanması, geçmiş kafa travması, zorlayıcı hareketler, aşırı egzersiz
Migren Tedavisi
Migrenin tedavisi genellikle atak sırasında semptomları hafifletmek ve migrenin sıklığını azaltmak için kullanılan çeşitli ağrı kesici ve kas gevşeticileri içerir. Bu yöntemler ağrının o an geçmesine yardımcı olsa da atak sıklığını engelleyememektedir. Hatta zamanla ağrı kesiciye tolerans geliştiği için bu ilaçların daha fazla suistimal edilmesine ve bu ilaçların sindirim sisteminden kardiyovasküler sistemine kadar olumsuz etkisinden dolayı bu defa migrenin dışında başka şikayetlerle mücadele etmek zorunda kalınmaktadır. Oysa migrenin daha kalıcı tedavi olma yolu vardır. Burada doğuştan gelen mizaç dediğimiz yapının, bazı stres durumları ile başa çıkamamasından kaynaklanan olumsuzluğa açık yönlerini geliştirerek kişinin stresle başa çıkma yönü çok daha güçlendirilebilir. Bunun için mizaç terapisi son derece etkilidir. Bunun dışında karaciğer metabolizmasının artmasına bağlı migren atağını engellemek için yiyecek seçimi de kıymetlidir. Baharat, işlenmiş et, paketlenmiş ürünler gibi karaciğer metabolizmasını arttıran yiyeceklerden uzak dururken limon, semizotu, salatalık, marul, kabak gibi yiyeceklerin arttırılması bu atakları engelleyecektir. Yine migren ataklarının baş boyun bölgesindeki kasların fazla gerilmesi neden olduğu gibi, bu kasların fazla gergin olması da migren atağını tetikleyebilmektedir. O zaman bu kişilere verilecek fizyoterapi eğitimi, kas gevşetme ve ergonomi ile ilgili eğitimler onların kas spazmlarını daha az hissetmelerini ve çok daha az atak geçirmesini sağlayacaktır.