İçe kapanıklık kişilerin özellikle aile ve sosyal ilişkilerini etkileyerek eğitim ve kariyer imkanlarının değerlendirilememesine, özgüvenlerinin zedelenmesine, potansiyellerinin açığa çıkarılmamasına sebep olabilir. Çocuk, ergen ve yetişkinlerin yaşayabileceği bu durum kişilerin kendileriyle kurdukları ilişkilere büyük zararlar verebilmektedir.
İçindekiler
İçe Kapanıklık Nedir?
İçe kapanıklık kişilerin sosyal etkileşimlerden kaçınmaları, çekingen davranmaları, özellikle sosyal etkinliklerde kaygı düzeylerinin yükselmesi, kendilerini ifade ederken ve iletişim kurarken zorlanmaları olarak tanımlanabilir. Bu durum zaman zaman kişilerin günlük hayatlarını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyerek daha da içe kapanmalarına sebep olabilir. Kişi arkadaş edinme, yeni ortamlarda zaman geçirme gibi alanlarda ve bunların sonucunda açığa çıkan duygularla başa çıkma konusunda zorlanabilir, sosyal açıdan gelişim geriliği yaşayabilir. Sosyal anksiyete, depresyon, özgüven sorunları, öfke çıkışları gibi birçok probleme sebep olabilen içe kapanıklık durumu sıklıkla içe dönük olmakla karıştırılmaktadır. İçedönük kişiler genellikle tek başlarına vakit geçirmeyi tercih ederek bu durumdan keyif alırlar. Kalabalık ortamlar, sosyal etkileşimler içe dönük bireylerin enerjilerini tüketebilir. Ancak bu durum içe dönük bireylerin sosyal becerilerinin eksik ya da yetersiz olduğu anlamına gelmemektedir. İçedönüklük, dışa dönük olmak gibi, bireyin kişilik özellikleri arasında iken, içe kapanıklık kaçınma davranışı ve sosyal anksiyete ile ilişkilidir.
İçe Kapanıklık Belirtileri Nelerdir?
İçe kapanıklık DSM-5 Tanı Ölçütleri El Kitabı’nda bir tanı olarak belirtilememiştir. Bunun yanı sıra içe kapanıklık belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilmekte, farklı biçimlerde deneyimlenebilmektedir. İçe kapanıklık problemi yaşayan kişiler genellikle aşağıdaki durumları yaşamaktadırlar:
- Kaçıngan Davranışlar: İçe kapanık kişiler genellikle sosyal etkinliklere katılmaktan, kalabalık ortamlarda bulunmaktan, kendilerini ifade etmeleri gereken durumlardan kaçınmaya eğilimlidirler. Özellikle sunum yapılması, topluluğa konuşulması gereken durumlarda oldukça zorlanabilirler.
- Sosyal İlişkiler ve Yalnızlık: İçe kapanık bireyler tanışma, sohbet başlatma, sohbeti sürdürebilme gibi sosyal alanlarda oldukça zorlanabilirler. Yaşayacakları anksiyete o kadar yoğundur ki kişiler sosyal etkileşimde bulunabilecekleri alanlardan kaçınmaya çalışırlar.
- Duygusal Çatışmalar: İçe kapanık bireyler sosyal etkileşimlerin fazla olduğu ortamlarda bulunduklarında ya da sosyal planların bir parçası olduklarında yoğun bir kaygı yaşayabilirler. Bu kaygı genellikle yetersizlik inançları ve özgüven sorunlarından beslenen performans kaygısıdır. Bazen bu kaygı o denli yoğun hale gelir ki mide bulantıları, karın ağrısı, baş dönmesi gibi fiziksel semptomlara sebep olabilir. İçe kapanık bireylerde sıklıkla sosyal anksiyete, sosyal fobi hatta agorafobi yani dışarı çıkma korkusu gibi durumlar gözlemlenebilir. Bunların yanı sıra kişi yakın olduğu bireylere karşı daha agresif tepkiler gösterebilir, kendinden daha sosyal oldukları sebebiyle arkadaş ya da kardeş kıskançlığı geliştirebilir.
- Nevrotik Düşünceler: İçe kapanık kişiler sürekli olarak kendi iç dünyalarında davranış örüntülerini irdelemeye eğilimli olurlar. Ancak bu durum genellikle yetersizlik inançları besleyerek şikayetçi oldukları durumları tetikleyen, değişime kapalı ve dirençli bir yapıya bürünmelerine sebep olmaktadır.
İçe Kapanıklık Nasıl Tedavi Edilir?
İçe kapanıklık sıklıkla yetişkin ya da ergen danışmanlığı başvuru sebepleri arasında yer alsa da okul öncesi çağda bile gözlemlenebilen bir durumdur. Şikayetler kişinin mizacında yer alan ihtiyaçların giderilememesi ile yakından ilişkilidir. Bu sebeple içe kapanıklık ve sonuçlarının giderilmesi için planlanacak yöntem ve süreç bireysel olarak değişiklik gösterebilmektedir.
İçe kapanıklığın ve sonuçlarının tedavisinde psikoterapi süreci oldukça önem taşımaktadır. Kişilerin mizaç yapılarında yer alan potansiyellerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri özgüven kazanmalarına oldukça yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra kişinin hayatının diğer alanlarındaki problemleri çözme becerinin geliştirilmesi, olgunlaşma yolundaki engellerin giderilmesi de özgüven kazanmasına ve içe kapanıklık sorunun giderilmesi yardımcı olmaktadır. Özellikle çocuk ve ergen yaş grubu için aile terapisi süreç için önem taşımaktadır. Çocuğun birey olarak var olabileceği alanlar açmak, aile içi desteği sağlamak faydalı olacaktır. Sosyal anksiyete, panik atak, depresyon gibi bozukluklar içe kapanıklık sonucunda bireylerin yaşayabileceği durumlar arasındadır. Bu ruhsal bozuklukların tedavi sürecinde de terapi son derece önemlidir, bazı koşullarda ilaç kullanımı gerekebilir.