İlişkilerde İhtiyaçlar Dili
Yaşam yenilik ister.. Devinim ve gelişim sürekli olan bu yeniliğin aracılarıdır. İnsanoğlu dinamik olan yeniliğe ayak uydurmak için yanında bir eş, partner, kendisinin tamladığı ya da kendisini tamamlayan arar. Bu arayışta bazen “tam da bu” bazen “büyük hata” bazen de “yeterli” dediği partner arayışları olacaktır. Asıl önemli olan husus kişinin bu arayışları “ne adına” yaptığı ve kişinin “partnerlik” algısı.. Bu algının odak noktasında biliyoruz ki “mizaç” yer alıyor. Mizaç; kişilerin partnerlik arayışlarını hangi arayış adına yaptığını, partnerlik ilişkilerinde nasıl bir rol oynayabileceğini, partner seçimini neden spesifik bazı özelliğe sahip olan kişilerden yaptığı, partneriyle algı farkları/benzerlikleri gibi pek çok sürecin nirengi noktasıdır.
Kendisinin ve partnerinin mizaç tipini bilen bir birey/ partner karşısındaki kişiye saygı duymaya başlar, partnerinin belirli hareketleri ne adına yaptığını algılar, partnerine yaşam yolculuğunda nasıl arkadaş olacağını kendisi belirler. Partnerinin mizaç tipini bilen bir birey partnerinin fiziksel, duygusal, bilişsel, eylemsel tüm davranışlarını bilir, partnerini “olduğu gibi kabul eder” ve ilişki içerisinde sürekli olarak yeniliği, devinimi fiziksel, duygusal, bilişsel olarak yaşayabilir.
Her bireyin “ihtiyaç dili” vardır da her ilişkinin yok mudur? Elbette vardır.. Ancak günümüzde bireyler kendi ihtiyaç dillerinin ne olduğunu bilmeye dair vakit bulamazken farklı “ihtiyaç dilleri”nden ortaya çıkan ilişkilerin “ihtiyaç diline” nasıl ayak uydurabilir. Ayak uyduramadığı noktada ise; “yanlış tanımışım.. anlaşamıyoruz.. beni anlamıyor..” adlı bir çok keşkeden bahsedilir. Bu keşkeler bir başkasından başka “dilde” olur. Oysa ki mizacını bilen bir birey; “ne dediğini, ne için dediğin, ne için ne yaptığını” bilir. Mizacı bilen bir partner ise; partnerinin “ne dediğini, ne için dediğin, ne için ne yaptığını” bilir. Fiziksel, duygusal, bilişsel ihtiyaçları doğrultusunda ilişkilerini bütüncül değerlendirerek daha samimi bir şekilde organize etmeyi becerebilir. Kendi ilişkilerinin de “ihtiyaç dili” ne sahip hem iki ayrı hem de tek birey olmuş olurlar.