Yatak Islatma (Enürezis Nokturna)
Ağırlıklı olarak çocuklarda görülen enürezis, gece istemsiz olarak yatak ıslatma olarak tanımlanabilir. 5 yaşını geçmiş çocuklarda yüzde 15-20 oranında görüldüğü göz önünde bulundurulunca Türkiye de 1 milyondan fazla çocuğu etkilemektedir. Erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 2 kat daha fazla görünmektedir. 18 yaşın üzerinde dahi yüzde 0,5 oranında görülmesi erişkinlerin 15-20 binin de alt ıslatmanın olduğunu göstermektedir.
Enürezis nokturna tanısı konması için çocuğun takvim yaşının 5 ve üzeri olması, en az üç ay ve haftada 2 veya daha fazla sayıda gece idrar kaçırması ve bu duruma sebep olan şeker hastalığı, spina bifida gibi tıbbi bir neden veya ilaçın sebep olmaması gerekir. İdrar kaçıranların sadece yüzde 1’inde nörolojik ya da ürolojik sorun vardır. Yüzde 90’ında herhangi bir anatomik sorun saptanmaz.
Normalde insan gece idrarını geldiğini hisseder. Beyine uyarı gider. Mesane kapasitesi yeterli ise sabaha kadar idrar tutulabilir ya da kapasiteyi aşan bir idrar miktarı varsa beyin kişiyi uyandırır ve kalkıp idrarını yapar. Bu sistem çalışmıyorsa idrar kaçırma olur. Yatak ıslatmanın genetik bir tarafı da vardır. Ebeveynlerden birinde varsa çocuklarda bunun ortaya çıkma olasılığı yüzde 40, her ikisinde varsa çıkma ihtimali yüzde 70’ler civarında olmaktadır.
Bilinenin aksine idrar kaçırma böbrekleri bozmaz ya da idrar yollarında iltihap oluşturmaz. Ancak sosyal uyumu bozma, psikolojik yük oluşturma, özgüvenin olgunlaşamaması gibi problemleri tetikler ve olay ne kadar uzarsa bu sorunlarda o kadar kronikleşmiş olur. Okul başarısı, arkadaş ilişkileri zamanla yıpranmaya başlar. Yaş ilerledikçe bir akrabanın veya arkadaşın evinde uyumaktan kaçınmaya kadar olay büyüyebiliyor. Ayrıca aile ve bakıcılar için de çok ciddi bir stres kaynağıdır. Ailelerin hemen hemen tamamı çocuklarının anormal derin uyuduğunu, gece çocukları tuvalete götürmenin sanki çuval sürüklemek gibi olduğunu ve çocuğun yönünü şaşırdığını belirtirler.
Alt Islatma
Tuvalet eğitimi döneminde anne-babaların çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmeleri, bu dönemin oldukça kolay atlatılmasını sağlayabilirken, diğer taraftan yanlış ya da çocuğa uygun olmayan bir yaklaşım sergilemeleri hem ebeveyn hem de çocuğun ileriki yaşamını oldukça olumsuz etkileyebiliyor. Elbette “çiş ya da kakasını tuvalete yapmayı öğrenemeyen çocuk” olmuyor ancak gece işemeleri(enürezis), dışkı kaçırma (enkoprezis), çok titiz hatta takıntılı bir kişilik geliştirme gibi sorunların pek çoğunun temeli daha bu dönemde atılabiliyor. Özellikle çocuğunuzun mizacı fazla titiz ve temiz olmaya zaten eğilimliyse, “size göre normal olan” bir yaklaşım, onu temizlik konusunda takıntılı olmaya itebiliyor.
Elbette çocuğunuz için en doğru, en etkili ve kolay tuvalet eğitimi ipuçlarını bilmek için öncelikle onun mizacını tanımanız gerekiyor. Bazı çocuklar bunu inatlaşma amacıyla yaparken, bazı çocuklar kardeş kıskançlığından dolayı bu davranışlara başvurabilir. Örneğin evin en küçüğü olan bir çocuk, kardeşinin olmasıyla birlikte evin ilgi odağı olmayı kaybetmenin kaygısını yaşayabilir. Tekrar ilgiyi üzerine çekmek için altına kaçırma, dışkısını tutma veya kaçırma davranışına dönebilir. Başka bir tabloda çocuk bunu anneyle inatlaşma aracı olarak kullanabilir. İstediğini alamayan, öfkesini veya duygusunu ifade edemeyen, annesine kızgınlık duyan bir çocuk altını ıslatma veya dışkı kaçırma davranışını gösterebilir. Bu davranışın altında yatan sebepleri, çocuğunuzun buna neden ihtiyaç duyduğunu, böyle bir duruma nasıl yaklaşılması gerektiğini çocuğunuzun mizacını merkeze alarak ortaya koyuyoruz. Bunun sonucunda çocuğunuza ve aile dinamiğinize özgü etkili ve kalıcı yöntemler geliştiriyoruz. Eğer siz de böyle bir durumla karşı karşıyaysanız, çocuğunuzun altını ıslatma ve dışkı kaçırma problemiyle nasıl baş edebileceğinizi öğrenmek için bizlere başvurabilirsiniz.
İdrar kaçırma sorununun giderilmesinde ise mesane eğitimi, akşam aşırı sıvı gıda, kola-kahve alımının kısıtlanması gibi yaşam biçimi değişiklikleri, gece alarm terapisi, ilaç tedavisi gibi yöntemlerin yanında hipnoz da son derece etkili bir terapi yöntemidir.
Hipnoza bilinenin aksine çocuklar, erişkinlerden çok daha yatkındır. Bir düşüncenin davranış halini alması için ortalama 21 gün geçmesi gerekir. Bu arada yapılacak sık hipnoz seansları ile telkinler sürekli tekrarlanarak çocukların ve erişkinlerin sabah kuru bir yatağa uyanmaları sağlanabilmektedir.
